- açıklayarak
- 1. explaining (prep.) 2. expounding (prep.) 3. professing (prep.)
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
İZAHEN — Açıklayarak, izah ederek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tefsir — is., Ar. tefsīr 1) Yorumlama Hiçbirini tefsire ve hiçbirinden mana çıkarmaya kimsenin dili varmaz olmuştu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Yorum 3) din b. Kur an ın surelerini açıklayarak görüşler ileri sürme ve bunları yazma, yorumlama 4) din b. Kur an… … Çağatay Osmanlı Sözlük
belirlemek — i 1) Belirli duruma getirmek, belirli kılmak, tayin etmek Künyesi bile daha doğarken onun yönünü belirlemiş gibi idi. H. Taner 2) man. Yeni bir kavramı, özünü oluşturan ögeleri açıklayarak tanımlamak, sınırlamak 3) Bir kavramı, ayırıcı bir öge… … Çağatay Osmanlı Sözlük
beyin fırtınası — is. Kişilerin bir araya gelip herhangi bir konuyla ilgili düşüncelerini tartışmaksızın açıklayarak birbirleriyle fikir alışverişinde bulunmaları … Çağatay Osmanlı Sözlük
yorum — is. 1) Bir yazının veya bir sözün, anlaşılması güç yönlerini açıklayarak aydınlığa kavuşturma, tefsir 2) Bir olayı belli bir görüşe göre açıklama, değerlendirme Böyle bir yorum hiçbir şey öğretmez. F. R. Atay 3) Gizli veya hayalî olan bir şeyden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
derdini söylemeyen derman bulamaz — insan sıkıntısını başkasına açıklayarak giderebilir anlamında kullanılan bir söz Kızım, derdini söylemeyen derman bulamaz. Gel bana işin doğrusunu söyle de bir çaresine bakalım. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
îzâhen — (A.) [ ﺎﺣﺎﻀیا ] açıklayarak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HALL Ü FASL — Çözme ve ayırma. Açıklayarak bitirme. Bir mes eleyi müsbet bir neticeye bağlama … Yeni Lügat Türkçe Sözlük